Türkiye, Hakurk'tan neden çekilmiyor?

TSK’nın Hakurk’ta düzenlediği “Pençe” operasyonu bir aynı geride bıraktı. Türkiye’ye yakın kaynaklar TSK’nın bölgede güvenlik koridoru oluşturmayı ve kalıcı olmak istediğini savunuyor.

Türkiye, Hakurk'tan neden çekilmiyor?

TSK’nın Hakurk’ta düzenlediği “Pençe” operasyonu bir aynı geride bıraktı. Türkiye’ye yakın kaynaklar TSK’nın bölgede güvenlik koridoru oluşturmayı ve kalıcı olmak istediğini savunuyor.

Türk Silahlı Kuvvetler’nin (TSK) Kürdistan Bölgesi sınırları içerisinde bulunan Hakurk bölgesinde PKK’ye yönelik başlattığı operasyon bir ayını geride bıraktı.

Hakurk bölgesi Kandil’in kuzeyinde, Kürdistan Bölgesi, Türkiye ve İran üçgende stratejik bir konuma sahip. Dağlık ve çetin iklim şartlarından dolayı Peşmerge Güçleri bu bölgede denetimi sağlamakta güçlük çekiyor.

Al- Monitor’a konuşan isminin açıklanmasını istemeyen bir kaynak, TSK’nın bölgede kalıcı olmak için bölgede askeri ve lojistik destek üslerini kurmayı ve güvenlik koridoru oluşturmayı planladığını açıkladı.

Gazetede yayımlanan habere göre, Hakurk operasyonunda 2 komando birliği, Özel Harekât güçleri ve 4 bine yakın asker katılıyor. TSK’dan yapılan açıklamalara göre, operasyonda şu ana kadar 4 Türk askeri ile 51 PKK gerillası çatışmalar sonucu hayatını kaybetti. Açıklamalarda ayrıca, “100’e yakın sığınağın TSK tarafından yok edildiği” bilgisine yer verildi.

TSK, Hakurk’ta devam eden operasyonlarda Türk yapımı BORA füzeleri kullanıyor. Operasyonlara ayrıca insansız hava aracı (İHA) ve F-16 savaş uçakları da destek veriyor.

DefenseNews’de yer alan habere göre ise, Roketsan tarafından geliştirilen ve 2017’de TSK envanterine katılan BORA füzesi, 470 kg ağırlığında ve 280 kilometre menzile sahip. Türkiye Savunma Bakanlığı da Bora 2 üzerinde çalışmaların sürdüğünü açıklamıştı.

Daha önce TSK’nin en uzun menzilli füzesi 40 km menzile sahip füzelerdi. Bora ise 280 km ilerisinde bulunan hedefleri vurma kapasitesine sahip yeni nesil bir füze sistemi olarak 2017’den beri TSK tarafından kullanılmaya başlandı.

Al-Monitor’e konuşan güvenlik kaynakları, TSK’nin “Pençe Harekâtı” ile 1997 yılında başlatılan Şafak Harekâtı gibi bölgede hâkimiyet kurmayı amaçladığını söylüyor. TSK, Şafak Harekâtı ile Zaho, Duhok, Batifa, Şiladze gibi bölgelerde askeri karargâh kurarak güçlerini yerleştirdi. Öte yandan Gare ve Metin Dağları ile Avaşin ve Küçük Zap bölgelerinde savunma hattı oluşturdu. TSK ayrıca Kani Masi ve Bamarne bölgelerinde askeri üs kurdu.

İsminin açıklanmasını istemeyen Türk askeri uzman, “Türkiye 2008’den önceki sınır ötesi operasyonlar gibi bir strateji izleyip bölgeyi vurup çıkmayacak, aksine kalıcı olmak için adımlar atacaktır. Bu kapsamda Hakurk’ta devam eden operasyon çetin gözüküyor” değerlendirmesinde bulundu.

Askeri uzman, TSK’nın Hakurk operasyonu ile bölgede kalıcı güvenlik kordonu oluşturmayı amaçladığını söyledi.  Amacını hâsıl etmek için Kürdistan Bölgesi ile Bağdat’ın onayını alması gerektiğini vurgulayan Türk uzman, “Ne Erbil’in ne de Bağdat’ın PKK’yi Hakurk’tan çıkarmak için tek başına yeterli güce sahip olmadığını biliyoruz” ifadelerini kullandı.

Haberde yer alan iddiaya göre, “Pençe operasyonun bir sonraki aşamasında, TSK ile Peşmerge Güçlerinin birlikte hareket etmesi söz konusu olacak. Operasyon sonucu PKK mensuplarının bölgeden çekilmesiyle birlikte bölgenin emniyeti Peşmerge’ye teslim edilecek.”

Ancak, Peşmerge Güçleri, PKK ile TSK arasında 30 yıldır devam eden çatışmaların bir parçası olmamaya özen göstermiş, taraf olmamaya çalışmıştır.

Geçtiğimiz hafta TSK’ya ait savaş uçaklarının Kandil’e yakın bir köye düzenlediği saldırıda aynı aileden 4 kişi hayatını kaybetti.

Kürdistan Bölgesi hükümeti, sınırlar bölgelerindeki bombardıman nedeniyle yaşanan sivil kayıplarına ilişkin kaygıların Türkiye hükümetine aktarıldığını açıkladı. Açıklamada “Kürdistan Bölgesi sınırlarının da komşulara yönelik saldırılar için kullanılmasının kabul edilemez” olduğu ifade edildi.

Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi:

“Kürdistan Bölgesi hükümeti, sivil vatandaşların hayatını kaybettiği sınır bölgelerinde yapılan bombardıman karşısında derin üzüntü ve kaygı duymaktadır. Bu nedenle hayatını kaybedenlerin ailesi ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz.

PKK mensuplarının pervasızca köylere ve yerleşik alanlara bilerek girmesi, bölgede yaşayan vatandaşlarımızın hayatını riske atığı gibi insanların kendi yurtlarına dönmesinin de önüne geçiyor.

Kürdistan Bölgesi hükümeti, sınırlarının komşu ülkelerin güvenliğine yönelik tehdit unsuru olmaya ve saldırılar için kullanılmasına müsaade etmeyecektir. Çünkü bu saldırılar neddeniyle vatandaşlarımız zarar görmektedir.

Yerleşik alanlar bombardıman ve çatışma ortamı haline getirilmemeli, aynı zamanda PKK mensupları da köylülerden uzak durarak sivillerin hayatını tehlikeye atmamalıdır.

Kürdistan Bölgesi hükümeti, geçtiğimiz günlerde sınıra yakın bölgelerde yapılan bombardımana ilişkin kaygılarını Türkiye’ye iletmiş, bu durumun tekrarlanmaması gerektiğini bildirmiştir.”

Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın görüşmesi ardından Irak Cumhurbaşkanlığı Ofisinden yapılan açıklamada ise, “Irak’ın toprak bütünlüğünün korunmasını vurguluyor ve tek taraflı askeri eylemleri reddediyoruz” ifadelerine yer verilmişti.