The Hill: İran Kürtleri tehdit ediyor-Kürtleri korumak elzemdir

The Hill, Irak’taki İran rejimi yanlısı Şii milis gruplarının, ABD’nin Irak’ın birçok bölgesinden askerlerini çekmesi ardından Kürtlere saldırmaya başladığını, bu grupların saldırılarına karşı Kürdistan Bölgesinin korunmasının elzem olduğunu ifade eden geniş bir analiz haber yayınladı.

The Hill: İran Kürtleri tehdit ediyor-Kürtleri korumak elzemdir
Amerikan The Hill gazetesi, ABD’nin Irak’ın birçok bölgesinden askerlerini çekmesi ardından Irak’taki İran İslam Cumhuriyeti güdümündeki Şii milis gruplarının Kürtlere saldırmaya başladığını, bu grupların saldırılarına karşı Güney Kürdistan’daki (Başûr) Kürdistan Bölge Yönetiminin korunmasının elzem olduğunu ifade eden geniş bir analiz haber yayınladı.
 
İsrail merkezli The Jerusalem Post gazetesinde Ortadoğu’daki siyasal ve askeri gelişmelerle ilgili analiz yazıları yazan Orta Doğu Raporlama ve Analiz Merkezi'nin Yönetici Direktörü Seth J. Frantzman tarafından yazılan değerlendirme analizinde İran rejimi yanlısı Iraklı paramiliter grupların, aylarca ABD’nin Irak’taki güçlerini hedef alan roket ve bombalı saldırıların ardından Kürdistan Bölgesine yönelik tehditlerini artırdığı vurgulandı.
 
“ABD Başkanlık seçimleri yaklaşırken İran, ABD'nin, Irak’taki ABD güçlerine yönelik saldırılara sert tepki vereceğini biliyor ancak ABD güçlerinin üslendiği Kürdistan Bölgesine odaklanmayacağı konusunda kumar oynuyor gibi görünüyor” diyen Frantzman, “17 Ekim'de Bağdat'ta en büyük Kürt siyasi partilerinden biri olan Kürdistan Demokrat Parti'nin (PDK) Bağdat binasına saldırı düzenlendi, bina ateşe verildi. Saldırıyı gerçekleştirenler, İran rejimi güdümünde olan ve Şii milislerin çatı örgütü Haşdi Şabi taraftarlarıydı. ABD, son 18 ayda Amerikan ve DAİŞ karşıtı Uluslararası Koalisyon personelini öldüren saldırılardan “ bilgilerini paylaştı.   
 
Irak’ın derinden bölünmüş bir devlet olduğunun ifade edildiği analizde, Irak’ın bu duruma gelişinin tarihsel arka planıyla ilgili şu ifadeler yer aldı:
 
“ABD'nin Irak’taki diktatör Saddam Hüseyin'i deviren hamlesinden sonra, Şii, Sünni ve Kürt topluluklarından oluşan partiler seçimlere girerek iktidar oldu. 2005 anayasası, Kürt bölgesine, kendi silahlı kuvvetlerini (Peşmerge) oluşturma da dahil muazzam bir özerklik verdi. Bununla birlikte, Irak’ta isyan ve sivil çekişmeler yaygın bir şekilde devam etti. 2014'te Saddam’ın devrilmesiyle eski iktidarını kaybeden Sünni aşırılıkçı taraflar DAİŞ çatısı altında birleşerek büyük bir savaşın yaşanmasına neden oldu. Buna karşılık Şii aşırılıkçılar da Haşdi Şabi çatısında birleştirildi.
 
“Kürtler uyarmıştı”
 
Üç yıl önce DAİŞ’in Irak'ta büyük ölçüde yenilgiye uğratılmasının ardından Kürtler bağımsızlık referandumu gerçekleştirdi. Yanıt olarak Bağdat, Peşmerge güçlerinin denetiminde bulunan Kerkük’e tanklar göndererek kentin kontrolünü eline aldı. Bu süreçte Kürtler, İran rejimi güdümündeki Şii mezhepçi aşırılık yanlısı grupların çatı örgütü olan Haşdi Habi’nin Kerkük, Şengal ve Musul çevresindeki bölgelerini ele geçirerek DAİŞ’in yerine geçtiği konusunda uyarmıştı. 
 
Bu İran yanlısı milislerin Irak'ta nasıl kontrol noktaları ve üsler kurduğuna ve bir tür devlet içinde devlet haline geldiğine dair son birkaç yılda birçok kanıt ortaya çıktı. Resmi hale getirilen İran güdümündeki bu paramiliter unsurlar, devletten aldıkları maaşlar sayesinde daha da güçlendiler.
 
Ayrıca , 2019 yazında üslerine düzenlenen saldırılardan ABD ve İsrail'i sorumlu tutan bu gruplar ABD'ye giderek daha fazla düşman oldu. Ebu Mehdi el-Muhandis ve Hadi el-Emiri gibi milis liderlerinin ABD'nin Irak'tan ayrılması yönündeki açıklamalarını, ABD üslerine yönelik roket saldırıları izledi. Bu saldırılar ardından Washington, bu gruplara karşı saldırılarını artırdı ve 3 Ocak’ta Bağdat’ta gerçekleştirdiği operasyonla İran rejimi Devrim Muhafızları’na (Pasdaran) bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani ile Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı el-Mühendis de dahil 10’dan fazla üst düzey İran rejimi ve Haşdi Şabi askeri yetkilisini öldürdü.”
 
ABD tehdidi: Saldırılar durdu
 
Irak’ta bugün yaşanan krizin tarihi arka planının bu olduğunun belirtildiği analizde ABD’nin, Eylül ayında, Irak'taki El Esad Hava Üssü ile Bağdat ve Kürdistan Bölgesi’ndeki askeri üslerinde kalan 3 bin askeri personelini konsolide ettikten sonra Irak'a, roket saldırılarının devam etmesi durumunda Bağdat Büyükelçiliğini kapatacağı tehdidinde bulunduğu ifade edildi. ABD’nin ayrıca, roket saldırılarının devam etmesi durumunda, bu Şii gruplara ait 80 askeri hedefi vuracağı yönünde de tehdit ettiğinin dile getirildiği analizde, ABD’nin bu tehditlerinden sonra İran rejimi güdümündeki grupların ürktüğü ve uzun bir süre saldırılarını durdurduğu belirtildi.
 
Saldırılar Kürtlere karşı yeniden başladı
 
Seth J. Frantzman’ın analizinde şu değerlendirmeler yer aldı:
 
“Ancak, 30 Eylül’de, Kürdistan Bölgesi’nin başkenti Erbil havalimanına yönelik BM-21 Grad füzeleriyle yapılan saldırı ardından sessiz süreç sona erdi.roketleri edildi Musul yakınındaki ateş Erbil Uluslararası Havaalanı'nda ABD tesis yakınında düşen, Erbil, Kürdistan bölgesinin başkentinde de. Erbil Havalimanı’na yönelik saldırıdan iki hafta sonra da Bağdat'ta Kürt partisi PDK’nin merkezi binasına saldırı düzenlendi. Mesaj açıktı: Irak'ın diğer bölgelerindeki ABD tesislerine yönelik saldırılar azaltılırsa milisler Amerika'nın Kürt müttefiklerini hedef alacak. Amaç aynı: ABD'nin Irak'tan ayrılmasını sağlamak ve İranlı müttefiklerinin Bağdat'ı kontrol etmesini sağlamak.
 
“ABD’nin Kürdistan’ın güvenliğine yatırım yapması elzemdir”
 
Washington ne yapabilir? Trump yönetiminin bu paramiliter grupları saldırılardan caydırmak amacıyla yaptığı tehditler ve bazı hava saldırıları ancak bir dereceye kadar işe yaradı. İran rejimi güdümündeki bu gruplar, bundan korkuyor gibi görünüyor. Başkan Trump, ABD güçleri zarar görürse sert tepki verecektir. Ayrıca Trump'ın "uzak yerlerde" "bitmeyen" savaşları bitirmek istediğini söylediğini de biliyorlar . Bu yüzden ABD'nin müttefiklerini ve ortaklarını kırmak için Kürtlere saldırıyorlar. Bu yüzden Washington'un Kürdistan Bölgesi’nin güvenliğine yatırım yapmaya devam etmesi elzemdir.” 
 
Frantzman, analizinin son bölümünde şu değerlendirmelerde bulundu:
 
“Geçtiğimiz Eylül ayı ortasında ABD güçleri, Peşmerge güçlerine birçok Humvee askeri araç ve yüklü miktarda bir cephane devretti. ABD ayrıca 30 Eylül'de Erbil Havalimanı’na yönelik saldırıdan önce Şii milislerin havaalanına saldırı gerçekleştirebileceğine dair Kürt güvenlik birimlerine mesaj verdi. Bu mesaj saldırının zararsız bir biçimde sonuçlanmasını sağladı. Bu önemli; ABD, Erbil'in bölgede güçlü bir müttefik olmasını sağlamak için bu tür işbirliğini sürdürmeli, istihbarat ve güvenlik koordinasyonunu Kürt güçleriyle paylaşmalıdır. 
 
Washington, Irak'ın diğer bölgelerindeki güçlerini çekmeye devam ederse, Amerikan güçlerini riske atmadan ABD çıkarlarını ilerletmek için İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Yunanistan gibi diğer müttefiklerle birlikte çalışıarak, Suriye ve Irak'taki rolünü Erbil üzerinden sabitleyebilir.  
/ avatoday