Suriye, Irak Libya, Yunanistan, Mısır derken son İttihatçı hamlesi: Ermenistan

Suriye, Irak Libya, Yunanistan, Mısır derken son İttihatçı hamlesi: Ermenistan

Mahallenin çamur abisi önüne gelene bulaşıyor. Suriye ve Irak’ta işgal hareketleri sürdüren, Libya’nın petrolüne el koyabilmek için Mısır, Fransa, Rusya ve Yunanistan’ı karşısına alan, Yunanistan’la Ege’de sonu belirsiz bir bilek güreşine girişen Erdoğan-Bahçeli Rejimi şimdi de Ermenistan’a gözünü dikmiş görünüyor.

12 Temmuz’da Azerbaycan-Ermenistan sınırında başlayan çatışmalar ateşkes çağrılarına rağmen sürerken Ankara yangına benzinle gidiyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, had bildirme listesine Ermenistan’ı da katarken Türkiye dün Ermenistan sınırında F-16’lar uçurdu.

Akar, Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik saldırılarını kınadığını söyledi ve "Bu açtıkları kumpasın altında kalacak, bu kumpasta boğulacak ve yaptıkları işin hesabını mutlaka ödeyeceklerdir" dedi.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar sert açıklamalarının ardından Nahçivan Özerk Cumhuriyeti Ordu Komutanı Kerem Mustafayev ile Azerbaycan Savunma Bakan Yardımcısı ve Hava Kuvvetleri Komutanı Ramiz Tahirov’u kabul etti.

Görüşmede Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal ve Bakan Yardımcısı Muhsin Dere de yer aldı.

AKP-MHP’nin yancısı CHP, bu konuda da Saray rejimini yalnız bırakmadı ve Meclis’te Ermenistan’ı kınayan bir tasarıya destek verdi, İP ile beraber. Sorsalar herhalde DEVA ve Gelecek Partisi’nin tavrı da farklı olmayacaktır, Ayasofya’da olduğu gibi…

Şimdi Ermenistan küçük bir ülke… Türkiye ile başa çıkacak bir büyüklüğü ve gücü yok… Ama Ermenistan sahipsiz de değil. Rusya’nın burada ciddi bir askeri varlığı sözkonusu. 16 Mart 1995 tarihli anlaşma gereğince Gümrü’de bulunan 102. Rus askeri üssüne yaklaşık 3000 kişiden oluşan birlik, SU-27 savaş uçağı filosu, hava savunma birlikleri ve S-300 roketleri konuşlandırılmış durumda.

Günümüzde Rusya’nın, Ermenistan’ın Gümrü şehrinde 12, Ahuryan’da dört, Aragaç’ta iki, Eşterek’te bir, Erivan’da yedi, Kafan’da bir ve Nubaraşen kasabasında iki askeri karakolu olmak üzere toplam 29 askeri karakolu bulunmaktadır. 

Rus askeri karakollarının yerleştiği bölgelere dikkat edilirse toplam 14 üssün Türkiye sınırına yakın bölgelerde konuşlandığı görülmektedir.

Şubat 1992’de Ermenistan ve Rusya arasında imzalanmış olan anlaşmaya göre Ermenistan-İran ve Ermenistan-Türkiye sınırları Rusya Sınır Kuvvetleri Komutanlığı tarafından korunmakta ve Ermenistan Sınır Kuvvetleri Komutanlığı’nda yaklaşık 1500 Rus subayı görev yapmaktadır. Anlaşmanın imzalanmasından sonra Rus basınında konu ile yapılan yorum ve değerlendirmelerde, Ermenistan sınırlarının BDT ve Rusya sınırları olduğu ifade edilmiştir

Özetle, karşınızda sadece küçücük bir ülke yok. Rusya, Gürcistan’da alan kaybettikten sonra da Ermenistan’a ciddi askeri yatırım yaptı. Ankara bir hamle yapmadan önce bu gerçeği iyi görmeli. Eğer bu hamle Rusya ile masaya yeni bir dosya koymak için yapılmadıysa tabii...

Diğer bir konu dünyanın 100’den fazla ülkesi 1915’te Ermenilere karşı bir Soykırım suçu işlendiği gerçeğini kabul etmiş durumda. Ankara’nın Ermenistan’a karşı herhangi bir askeri müdahalesi tarihin anılarını canlandıracak ve Türkiye’yi tüm dünyada nefret objesi haline getirip tamamen yalnızlaştıracaktır. Trump’ın gittiği bir dünyada Amerika dahil. 

Bölgeyle ilgili şu gerçek akılda tutulmalıdır: Azerbaycan’ın hamisi İngiltere, Ermenistan’ın hamisi Fransa, Gürcistan’ın hamisi ise Almanya denilir. Türkiye, Libya’dan sonra burada da hem Rusya, hem de Fransa’yı karşısına almış bulunuyor. Ciddi bir Ermeni nüfusu olan ABD desteğini alması ise imkansız gibi… Hem de seçim yılında.

Amerika şu an Ege’de Yunanistan ve Kıbrıs’la işbirliği yaparken Libya ve Suriye’de Ankara’ya gaz veren bir tutum içinde. Rus savaş uçaklarının önceki gece Türkiye’nin kontrolündeki Al Bab-ı bombardımana tutması, Türkiye SİHA’larının da karşılık olarak Rus güçlerini vurması, resmi açıklamaların aksine ilişkilerin giderek gerildiği olarak okunmalı.

Erdoğan rejimi, Washington’ın baskısıyla son dönemde Rusya’dan doğalgaz alımını iyice azalttı ve Amerikan LPG’sine yöneldi. Amerika, Avrupa ve Ankara’yı Rusya’dan doğalgaz taşıyacak boru hatları inşasından vazgeçirmeye, bunun için yaptırım dahil her türlü caydırıcı mekanizmayı devreye sokmaya çalışıyor.

Moskova olup biteni dikkatlice okuyor ve ona göre bir tavır almaya başladı bile. Suriye’deki çatışmaları da, Türkiye’nin gaz tedarikçisi Azerbaycan’da yaşanan gelişmeleri de bu gerçeğin ışığında okumak lazım. Ankara, Rus uçağını düşürdüğü zaman NATO’nun yanında olmadığı gerçeğini görmüştü. Ermenistan’a karşı saldırgan bir tutuma girdiği anda da kimse yanında olmayacaktır.

Her cephede savaş ve şiddeti bölge lideri olmanın tek yolu olarak gören, diplomasiyi rafa kaldırmış bulunan, bölgede ve dünyada bir tek dostu kalmamış olan bir ülkenin gitmekte olduğu istikamet hayır verici değildir. Bu yol Enver Paşa’nın yoludur ve sonu 100 yıl önce olduğu gibi hüsrandır. 

 

Ergun Babahan