Rojava Kürtleri: Güney Kürdistan'ın hatasını biz tekrarlamayacağız

Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin 5-8 Temmuz’da düzenlediği Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) konferansı için Rojava'ya giden gazetecilerden biri olan Fehim Taştekin, burada bulunduğu süre içerisindeki gözlemlerini Gazete Duvar'da paylaşmaya devam ediyor.

Rojava Kürtleri: Güney Kürdistan'ın hatasını biz tekrarlamayacağız

Rojava Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin 5-8 Temmuz’da düzenlediği Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) konferansı için Rojava'ya giden gazetecilerden biri olan Fehim Taştekin, burada bulunduğu süre içerisindeki gözlemlerini Gazete Duvar'da paylaşmaya devam ediyor.

Fehim Taştekin'in IŞİD'in çepeçevre kuşatmasına rağmen sergilenen destansı direnişi ve 1500'e yakın şehidiyle tüm dünyaya nam salan Kobane hakkındaki izlenimleri:

***

Amude’den sonra istikamet Fırat’ın hemen doğu yakasındaki Kobani. Yol üzerinde Tel Ebyad (Grê Sipî) Arap nüfusun Kürtlerden fazla olması ve önde gelen aşiretlerden ikisinin Türkiye’nin olası müdahalesini açıkça desteklemesi burayı ‘demokratik özerklik’ projesinin yumuşak karnı yapıyor. Kürtler nüfusa oranla yerel yönetimi paylaştırdı fakat müdahaleyle güç dengesinin değişmesi halinde kazanımların toprağa karışması muhtemel. 2013’de ÖSO ve İslamcı örgütler, 2014’te IŞİD, YPG ile işbirliği yaptıkları gerekçesiyle Kürtleri sürüp evlerini yıkmıştı. 2015’te YPG, Rakka Devrimcileri Tugayı ile birlikte Tel Ebyad’ı IŞİD’den temizlerken IŞİD’le işbirliği yapanlar Türkiye’ye kaçmış, geride bıraktıkları birkaç köy de yıkılmıştı. Bazı Arap aşiretlerinin Kürtlerle husumeti daha eskilere dayanıyor.

***

Kentin Türkiye sınırına bakan tarafında bombardıman ve çatışmalarda tamamen yıkılmış olan bölge savaş müzesi olarak olduğu gibi bırakılmış. Merkezde bir kavşakta IŞİD’in bıraktığı iki tankın da yer aldığı anıtın etrafı duvarla örülmüş. Artık hatıra fotoğrafı çektirenlerin vazgeçemediği bir köşe. Kobani’nin IŞİD’e karşı direnişinde 1500 civarında savaşçı can verdi. Bunlar için kentin dışında Ayn İsa yolunda bir ‘şehitler mezarlığı’ yapılmıştı. Fakat mezar Menbic, Tabka, Rakka ve Deyr el Zor cephelerinden gelenlerle büyüdükçe büyüdü. Mezar taşlarında Türkiye’den çok sayıda isim var. Biz gittiğimizde YPG farklı zamanlarda yitirdiği altı savaşçısı için tören düzenleniyordu. 2012’den beri savaşın ateş düşürmediği ocak neredeyse kalmadı. Bu mezarlık ödenen bedellerin timsali.

Kentin sokaklarını Kobani Askeri Meclisi Başkanı Halo İsmet ile birlikte gezdik. Halo İsmet, Kobani Savunma Bakanı olarak ön cephede yer aldı. Akşam saatleriydi. Dükkânların çoğu kepenklerini indirmişti. Kentin parkı cıvıl cıvıldı. Diğer bölgelerde olduğu gibi kentin güvenliğinden Asayiş sorumlu. YPG, Kobani’nin dışındaki karargâhlarda. Bunların biri 684 metre yüksekliğindeki Kara Burğul (Berkel) Tepesi’nde kurulmuş. Amerikalıların konuşlandığı Miştenur Tepesi de az ötede. Amerikalılar buraya Türkiye’nin müdahale hamlelerine karşı biraz da “Bakın biz buradayız” demek için konuşlandı. Kara Burğul’dan geceleri Türkiye sınırları, Kobani, Tel Ebyad, Carablus, Menbic, Ayn İsa, epey uzaktan Rakka’nın ışıklarını görmek mümkün.

Sabahın köründe yol alırken bir tepeden aşağıya sıra halinde eğitim koşusuna çıkmış askerlerle karşılaştık. Günün sonunda Halo İsmet’le yeniden buluştuğumuzda bu askerlerin durumunu sordum. Bu konu zaman zaman sosyal medyada “Zorba yöntemlerle gençler zorla askere alınıyor”, “Kaçaklara işkence yapılıyor, hatta infaz ediliyor” şeklinde suçlamalarla işleniyor. Halo İsmet’in verdiği bilgilere göre 12 aylık zorunlu askerlik iki yıldır uygulanıyor. Bunun 45 günü temel eğitim devresi. Buna ‘Öz Savunma Görevi’ deniliyor. 18-38 yaş arasında olan herkes için zorunlu. Askere alınanların sayısı 7 bin civarında. Asker kaçaklarının cezası bir ay hapis. Cezasını çekene beş gün kendiliğinden kışlaya gitmesi için süre tanınıyor. Yine kaçarsa bir ay daha hapis cezası kesiliyor. “Kobani’de şimdiye kadar hapsedilen olmadı. Kaçağa düşüp de kendiliğinden askere gidenlere zaten ceza yok. Genelde hapsetmek yerine konuşarak ikna etme yoluna gidiyoruz” diyor Halo İsmet. Askere alınanların ailelerine de durumlarına göre yardım yapılıyor. Suriye ordusunda askerden kaçmanın cezası ise dokuz ay hapis.

Abdullah Öcalan’ın Suriyeli Kürtlere ‘üçüncü yol stratejisi’ne sadık kalmalarını, Suriye yönetimiyle müzakere ederek sorunu çözmelerini ve Türkiye’nin hassasiyetlerine dikkat etmelerini tavsiye ettiği mektubunun üzerinden çok geçmeden Türkiye, Kobani’nin karşısında sınır hatlarına asker yığmaya başladı. Öcalan’ın mektubu konusunda Halo İsmet’i, görüştüğüm diğer YPG yetkililerinden daha açık sözlü buldum. Bir üst düzey komutan, Amude’de sohbetimiz sırasında “Öcalan tutulduğu koşullar nedeniyle talimat vermez. Tavsiyede bulunur, bunu müzakere etmemizi ister. Bizim de izlediğimiz siyaset Öcalan’ın çizdiği çerçevenin dışında değildir” deyip eklemişti:

“Türkiye’nin hassasiyetlerine dikkat edilmesinden ‘Türkiye’ye karşı bir şey yapmayın’ tavsiyesini anlıyoruz. Çok fazla baskı ve saldırı altında olduğumuz halde Türkiye’ye karşı bir şey yapmıyoruz. Saldırı bahanesi yaratmak için sürekli kışkırtma var ama biz kendimizi tutuyoruz. Coğrafyanın durumu, siyasal koşullar Suriye’nin toprak bütünlüğü dışında bir şey yapmamıza imkân vermiyor. Güney Kürdistan’da bağımsızlık referandumunda neler olduğunu gördük. Aynı hatayı burada tekrarlamanın anlamı yok. Ama Türkiye ordusunun da Rojava’ya girmesine izin vermeyeceğiz. Bu bizim kırmızı çizgimizdir.”

Halo İsmet ise önce “Suriye’nin ekonomisi Fırat’tır. Türkiye buraya gelirse Suriye’yi kurutur. Bunu sadece Kürtler değil Araplar ve başkaları da kabul etmez” dedi. Ardından Öcalan’ın mesajlarına dair şu değerlendirmeyi yaptı:

“Öcalan’ın görüşleri bizim için talimattır. Önderlik (Öcalan) bu ailenin (Esad) dostuydu. Onlar ne kadar kulak asar bilmiyorum ama biz uyarız. Onların da buna uymasını umut ederiz. Biz başından beri üçüncü yol stratejisiyle hareket ettik. Paramiliter güçlerle (ÖSO) birlikte olmadık, onlarla birlikte Suriye devletine savaş açmadık ve kendi öz savunmamızı örgütledik. Uluslararası güçlerle ortaklığa dair mesajı da ‘Bölgesel ve uluslararası güçlerle siyasi-ideolojik olarak angaje olmadan taktiksel ilişkiler geliştirin. Kendi öz örgütlenmenizi koruyun’ diye anlıyoruz. Türkiye’nin hassasiyetlerine yapılan vurguyu da ‘Komşularla iyi ilişkiler geliştirin, tehdit oluşturmayın, barışçıl çözümün önünü açacak pozisyonda olun’ diye okuyoruz.”

Bu tür sohbet ortamlarında üçüncü yol stratejisinden biraz sapıldığını kabul eden ve Öcalan’ın mesajını yerinde bir uyarı olarak görenler de çıkıyor. Kobani’deki yeni ortam kentin temelinde harcı olan Hıristiyanların, hatta çok az sayıda Yahudi’nin kendi kimlikleriyle ortaya çıkmasına imkân verdi. 31 yıl önce son ibadethaneyi kaybeden Hıristiyanlar, 2018’de yeni dönemin ilk kilisesini açtı.