Kürt Dil Platformundan Diyanet İşleri Başkanlığı’na: Hizmetlerinizi Kürtçe de verin

Kürt Dil Platformu tarafından Türkiye Diyanet işleri Başkanlığı’na yapılan çağırda, “Ülkede Türkçe olarak vermekte olduğunuz dini hizmetleri Kürtçe olarak da vermeniz gerekiyor” denildi.

Kürt Dil Platformundan  Diyanet İşleri Başkanlığı’na: Hizmetlerinizi Kürtçe de verin

Kürt Dil Platformu tarafından Türkiye Diyanet işleri Başkanlığı’na yapılan yazılı çağrıda, dini bilgilerin Türkçede olduğu gibi Kürtçede de verilmesi istendin.
İçerisinde ayetlerden örnekler verilen çağrıda şu ifadeler yer aldı:

“Malumunuz Allah’ın sözü olan Kur’an-ı Kerim’de yüce Allah bizleri şu şekilde uyarır: “Dilleriniz ve renklerinizin farklı oluşu Allah’ın ayetlerindendir...” (Rum S. 22. Ayet)

“Biz her peygamberi, ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki, onlara (Allah’ın emirlerini) iyice açıklasın. Allah, dileyeni saptırır, dileyeni de doğru yola iletir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (İbrahim S.4. Ayet)

“Ey insanlar! Birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır… (Hucurat s.13. Ayet)

Hz peygamber ise hadisi şeriflerinde bizleri şu şekilde uyarır: “Sizden biriniz, kendisi için arzu edip istediği şeyi, din kardeşi için de arzu edip istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz.”

Buhârî, Îmân 7; Müslim, İmân 71-72. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyamet 59; Nesâî, Îmân 19, 33; İbn Mâce, Mukaddime 9.”

Kürt Dil Platformu Sözcü Şerefhan Ciziri’nin imzasıyla yapılan çağrıda şöyle denildi:

“Bu ayet ve hadislerden yola çıkarak her Müslüman’ın dinini daha iyi anlayıp daha güzel amel edebilmesi için kendi anadiliyle dinini öğrenmesi temel bir hakkı ve aynı zamanda bir görevidir. Bu çerçevede ülkede yaşayan ortalama 30 milyona yakın ve çoğunluğu Müslüman ve Şafii olan Kürt toplumunun durumuna baktığımızda bu inanca sahip olan Müslümanlar, almaları gereken dini hizmeti bu ayet ve hadisler çerçevesinde alamamaktadırlar. Çünkü bu ülkede gerek Kürt illerinde, gerekse de Kürtlerin yaşadıkları batı illerindeki camilerde bütün din hizmetleri Türkçe ve Hanefi mezhebi olarak verilmektedir. Kürtler hiç bir camide ne vaaz ne de Cuma Hutbesi hizmetini kendi anadilleri ve mezheplerine uygun alamamaktalar. Kürt çocukları Kuran kurslarında kendi anadilleriyle Kuran öğrenemiyorlar. Zira okul okumamış bütün Kürt kadınları, erkekleri, yaşlıları ve çocukları kendi anadillerinin Kurmanci ve Zazaki lehçeleri dışında hiçbir dil de bilmiyorlar.”

Çağrıda ayrıca, “Türk ve Hanefi toplumuna Türkçe olarak vermekte Kürtçe de verilmesi gerektiği belirtilerek, “Dolayısıyla Türkçe bilmeyen Kürtler camilerde verilen din hizmetini almamış oluyorlar. Ve bu hizmeti alamayanlar, Kürt toplumunun ana çoğunluğunu da oluşturmaktadır. Bu nedenle hem bütün Müslümanların temel dini hizmet alabilme hakları, hem evrensel İnsan Hakları, hem Çocuk Hakları, hem bu ülkedeki yurttaşlık hakları çerçevesinde ülkede Türk ve Hanefi toplumuna Türkçe olarak vermekte olduğunuz dini hizmetlerin tümünü Kürtçe ile Kürt Şafii mezhebine tâbi olan Kürt vatandaşlara da vermenizi talep ediyoruz” ifadeleri yer aldı.