DSG kontrolündeki bölgelerde tankerlere saldırı

DSG kontrolündeki bölgelerde tankerlere saldırı

Suriye’de Qaterji şirketine ait petrol tankerleri, Rakka'nın batısında bulunan Suriye Demokratik Güçleri’nin (DSG) kontrolü altındaki bölgelerde bu ay ikinci kez ağır saldırılara maruz kaldı. Muhaliflere bağlı medyada yer alan bilgilere göre, kimliği belirsiz saldırganlar dün sabaha karşı Qaterji şirketine ait bazı petrol tankerlerine el bombalarıyla saldırı düzenledi.

Suriye’nin doğu bölgesinden yayın yapan ‘Jorf News’ adlı yerel haber sitesi, Qaterji şirketine ait üç petrol tankerinin de Eylül ayı başlarında Rakka'nın kuzeyindeki Ayn İsa ilçesi yakınlarında benzer bir saldırıya maruz kaldığına dikkat çekerek, dün gerçekleşen saldırıda bazı tankerlerin yanarak tamamen kullanılamaz hale geldiğini aktardı.

Baraa, Hussam ve Muhammed Qaterji kardeşlere ait olan şirket, Suriye savaşı sırasında ortaya çıkan önemli şirketlerden biri. Şirket, DSG’nin kontrolü altındaki doğu bölgeleriyle IŞİD'in kontrolünü kaybettiği Deyr ez Zor’daki petrol sahaları arasında petrol ve tahıl ticareti başta olmak üzere tüm ticari geçişleri sağlıyor. Şirket aynı zamanda Suriye rejimin, ABD’nin Suriye’ye uyguladığı ekonomik yaptırımları aşmasında da önemli rol oynuyor.

İşadamlarına Rejim Baskısı

Öte yandan petrol tankerlerini hedef alan saldırı, Suriye rejiminin savaş sırasında yapılan yolsuzluklarla mücadele ettiği iddiasıyla bir takım işadamlarına yönelik yürüttüğü baskı kampanyası çerçevesinde Muhammed Qaterji’nin ülkeden kaçtığına dair çelişkili haberlerin ortaya atıldı bir dönemde yaşandı. Söz konusu haberlerde Muhammed Qaterji hakkında tutuklama emri çıkarıldığı belirtiliyor. Buna karşın Qaterji şirketi tarafından Facebook sayfası üzerinden yapılan kısa açıklamada, Muhammed Qaterji’nin resmi yayınlanırken altında ‘Her zaman ülkesi ve vatandaşlarının yanında’ ifadeleri yer aldı. Bununla birlikte açıklamada Muhammed Qaterji’nin kaçtığına dair iddialarla ilgili herhangi açıklamaya yer verilmedi.

Suriye rejiminin etrafını saran ekonomik çevreler, boyutları henüz tam olarak netleşmeyen ‘yolsuzlukla mücadele’ konusunda gergin ve endişeli bir bekleyiş içersinde. Şarku’l Avsat’a konuşan Şamlı ekonomi kaynakları, rejimin gerileyen para biriminin değerini artırmak için etrafındaki ekonomi çevrelerine saldırmaya başladığını söylediler.

Bu arada Suriye lirasındaki değer kaybı geçtiğimiz haftada devam etti. Bir hafta önce 1 dolar 680 lirayı bulmuştu. 600 liraya kadar gerileyen dolar, dün yeniden 640 liradan işlem gördü. Dolardaki düşüş, Qaterji şirketi tarafından geçtiğimiz hafta doların ‘dürüst insanlar sayesinde’ düştüğü şeklindeki açıklamanın ardından yaşanmıştı. Ayrıntılara değinilmeyen açıklamada şirket, iş çevrelerine teşekkür etti. Ancak müdahalelerin etkisi uzun sürmedi ve lira dolar karşında değer kaybetmeye devam etti.

Ekonomi kaynakları, rejimin liradaki düşüşü engellemek amacıyla işadamlarına yabancı bankalardaki mevduatlarını çekmeleri ve Suriye devlet bankalarına koymaları için büyük bir baskı uyguladığını söylediler.

Kaynakların aktardığı bilgilere göre Şam Ticaret Odası, doların tansiyonunu düşürmek ve devlet bankalarına döviz yatırılmasını teşvik etmek için bir müdahale fonu kurulduğunu duyurdu.

Rejimin işadamları üzerindeki baskısı ve tehditlerinin, yurtdışına kaçmalarına neden olduğunu belirten kaynaklar, söz konusu ekonomi çevrelerinin, çıkarlarının ihlal edilmesi veya ‘baskıya maruz kalmaları’ durumunda, rejimi desteklemekten vazgeçebileceklerini belirttiler. Suriye rejimi, ülkede döviz dolaşımını sağlayacak olan yatırımların gelmesi için güvensizliği kırmak adına işadamlarının mevduatlarını devlet bankalarına aktarmalarını istiyor.

Mali İşleri Müdürü Kaçtı

Öte yandan rejim yanlısı basın kaynakları,  Cumartesi günü Şam Üniversitesi’ndeki mali işleri müdürünün Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan meslektaşlarına çağrı yaptıktan sonra ülkeden kaçtığını aktardılar. Kaçan müdür, Şam Üniversitesi'ndeki görevinden önce Milli Eğitim Bakanlığı'nda muhasebeci olarak görev yapmıştı.

Hükümet, ‘yolsuzluk davaları’ soruşturması kapsamında memurlar, yetkililer, iş adamları ve onların ailelerinden oluşan 150'den fazla kişinin ‘mal varlıklarına el konulması’ kararı çıkarmıştı. Bu kişiler arasında öne çıkan en önemli isim ise hiç şüphesiz Suriye’nin eski Milli Eğitim Bakanlarından Hazzan el-Vaz’dı.

Bu arada Milli Eğitim Bakanlığı’nın petrol tedarik ve bilgisayar satın alımlarıyla ilgili sözleşmelerine ilişkin yolsuzluk davaları soruşturmalarında, rejime yakınlıklarıyla bilinen işadamları Muhammed Hamşo ve Muhammed Qaterji’nin isimleri de geçiyor.