Danzikyan: ABD'nin Suriye politikasının özeti, 'YPG'yi Türkiye'ye yedirmemek'

Her ne kadar ABD ile Türkiye 'güvenli bölge' konusunda bir anlaşma imzalasa da, Ankara'nın Kuzey Suriye'ye bir askeri operasyon düzenleyerek 'Kürt bölgesi'ni ortadan kaldırıp, bu alana Suriyeli mültecileri yerleştirme niyetine bağlı olduğu belirtiliyor. ABD'nin ise, AKP iktidarının YPG ve bileşenlerini yok etmesine izin vermeyecek formüller geliştirme girişimleri sürüyor. 

Danzikyan: ABD'nin Suriye politikasının özeti, 'YPG'yi Türkiye'ye yedirmemek'

Her ne kadar ABD ile Türkiye 'güvenli bölge' konusunda bir anlaşma imzalasa da, Ankara'nın Kuzey Suriye'ye bir askeri operasyon düzenleyerek 'Kürt bölgesi'ni ortadan kaldırıp, bu alana Suriyeli mültecileri yerleştirme niyetine bağlı olduğu belirtiliyor. ABD'nin ise, AKP iktidarının YPG ve bileşenlerini yok etmesine izin vermeyecek formüller geliştirme girişimleri sürüyor. 

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Artıgerçek yazarı Yetvart Danzikyan, Artıgerçek'teki yazısında, Erdoğan'ın yerel seçimlerdeki oy kaybının 'Suriyeliler' nedeniyle yaşandığı düşüncesinden hareketle 'Suriyelileri geri gönderiyoruz' havasında bir kampanya başlattığına dikkat çekiyor.

Kuzey Suriye konusunda, Ankara-Washington hattında sağlanan anlaşmaya da değinen Danzikyan, "Erdoğan-Bahçeli rejimi uzun süredir gündemlerinde tuttukları "Fırat’ın Doğusu’na girme” konusunda ABD’den şartlı bir izin almış görünüyor. Öyle anlaşılıyor ki “Girdik, giriyoruz” diye vaveyla koparılan harekât, Suriye’nin kuzeyinde, sınırlı bir bölgede,  ABD askerleri kontrolünde bir devriye. İlave olarak da  ABD ve Türkiye’nin birlikte bir “Ortak Harekât Merkezi” kurması. Şimdilik manzara bu" yorumunu yapıyor.

Danzikyan, ABD'nin Kuzey Suriye politikasını ise şöyle özetliyor:

"Biraz daha detaya inecek olduğumuzda ise manzara şu: Bu bölgede ABD’nin YPG’yi Türkiye’ye, deyim yerindeyse “yedirmemek” üzerine bir politika kurduğu biliniyor. Türkiye devletinin ve milliyetçi çevrelerin “PKK uzantısı” olarak gördüğü YPG ve YPG’nin başat konumda olduğu SDG (Suriye Demokratik Güçleri) yapılanması, ABD açısından ise  “IŞİD”i durduran” ve ittifak kurulabilecek bir güç. YPG’nin IŞİD konusundaki performansı sadece ABD değil Batı ülkeleri ve konunun diğer aktörleri tarafından da dikkatle ve altı çizilerek not edilmiş durumda.

Erdoğan-Bahçeli rejimi ise Suriye’nin kuzeyindeki bu Kürt yapılanmasını “Türkiye’ye tehdit” olarak görüyor ve ilk günden beri boğmaya çalışıyor. Çözüm süreci masasının iktidar tarafından devrilmesinde HDP’nin ülke içinde ulaştığı etkinlik kadar, Suriye’deki bu yapılanmanın da “payı” vardı. Ve mevcut iktidar, yani MHP ve diğer geleneksel milliyetçi güçler desteğindeki Erdoğan, bu yapılanmayı bir şekilde ortadan kaldırmayı kafasına koymuş vaziyette. 

Önündeki en büyük engel ise, az önce de bahsettiğim gibi -ne yazık ki ülke içindeki kamuoyu değil-, ABD... Hatırlanacaktır ABD Başkanı Trump S-400 krizinin en kritik günlerinde attığı bir tweet’te (”açıksözlülüğü” bu konuda işe yaramış görünüyor) Erdoğan hakkında şunları söyledi:

“İşin açıkçası herkesin bildiği gibi Kürtlerle bir problemi var. Sınırda 65 bin kişilik bir ordusu vardı ve IŞİD'e karşı bize yardım eden Kürtleri haritadan silecekti. Onu aradım ve bunu yapmamasını rica ettim. Sanırım Kürtler onun veya Türkiye'nin doğal düşmanı. Ve o bunu yapmadı. Sınırda dizilmişlerdi ve bizimle birlikte IŞİD'i yenenleri haritadan sileceklerdi. Dedim ki 'bunu yapamazsın, bunu yapamazsın' ve o bunu yapmadı. O yüzden bir ilişkimiz var.” (29 Haziran 2019)."

Erdoğan ve Bahçeli'nin 'Ortak Harekât Merkezi' ile tatmin olmayacağına değinen Danzikyan, harekat için zemin arama girişimlerinin de süreceğini ifade ediyor. 

Haberin tamamına buradan ulaşabilirsiniz